1. Haberler
  2. Türk Dünyası ve Akraba Toplulukları Tarihi
  3. İttihat ve Terakki Cemiyeti: Osmanlı Modernleşmesinin Öncüsü

İttihat ve Terakki Cemiyeti: Osmanlı Modernleşmesinin Öncüsü

İttihat ve Terakki Cemiyeti: Osmanlı Modernleşmesinin Öncüsü
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Reklam Alanı

İttihat ve Terakki Cemiyeti: Osmanlı Modernleşmesinin Öncüsü

Cengiz ARSLAN

İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme sürecinde önemli bir dönüm noktası olarak 1889 yılında Askeri Tıbbiye öğrencileri tarafından gizli bir örgüt olarak kurulmuştur.

Cemiyet, başlangıçta “İttihad-ı Osmani Cemiyeti” adıyla anılmış ve daha sonra “İttihat ve Terakki” adını almıştır (Mardin, 1971). Kuruluş amacı, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasını önlemek ve devleti modern bir yapıya kavuşturmaktır. Bu bağlamda, Cemiyet ilk yıllarında fikir ve strateji geliştirme aşamasında daha çok akademik çevrelerden ve entelektüellerden destek almıştır.

İttihat ve Terakki Cemiyeti: Osmanlı Modernleşmesinin Öncüsü

Kuruluşu ve Tarihi Gelişim

İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme sürecinde önemli bir dönüm noktası olarak 1889 yılında Askeri Tıbbiye öğrencileri tarafından gizli bir örgüt olarak kurulmuştur. Cemiyet, başlangıçta “İttihad-ı Osmani Cemiyeti” adıyla anılmış ve daha sonra “İttihat ve Terakki” adını almıştır (Mardin, 1971). Kuruluş amacı, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasını önlemek ve devleti modern bir yapıya kavuşturmaktır. Bu bağlamda, Cemiyet ilk yıllarında fikir ve strateji geliştirme aşamasında daha çok akademik çevrelerden ve entelektüellerden destek almıştır.

İttihat ve Terakki Cemiyeti, yukarıda belirtilen tarihte beş idealist genç tarafından kurulmuştur. Kurucular arasında yer alan İbrahim Temo, cemiyetin ilk toplantılarını organize eden ve fikirlerini şekillendiren bir tıp öğrencisiydi. Abdullah Cevdet, dönemin önemli düşünürlerinden biri olarak cemiyetin entelektüel temelini oluşturmuş, özgürlük ve modernleşme fikirlerini savunmuştur. İshak Sükuti, cemiyetin kuruluşunda aktif rol oynayan ve siyasi reformlara inanan diğer bir tıp öğrencisiydi. Mehmet Reşit, Osmanlı’nın kurtuluşunu modernleşmede gören bir başka kurucu üye olarak çalışmıştır. Son olarak, Azerbaycanlı entelektüel Hüseyinzade Ali, hem Türkçülük hem de Osmanlıcılık ideallerini destekleyen bir kimlik taşımaktaydı. Bu beş kurucu, Osmanlı İmparatorluğu’nun içinde bulunduğu durumu analiz ederek, modernleşme ve merkeziyetçi reformlarla devletin kurtarılabileceğine inanıyor ve bu amaçla faaliyet gösteriyorlardı.

Kuruluş sürecinde özellikle Namık Kemal, Ziya Paşa gibi Jön Türk hareketine ilham veren isimlerin eserleri ve fikirleri önemli bir temel oluşturmuştur. Cemiyetin başlangıçtaki temel stratejisi, mevcut yönetimi değiştirmeden reformları desteklemekti. Ancak, Sultan II. Abdülhamid’in baskıcı politikaları bu yaklaşımı değiştirdi ve Cemiyetin faaliyetleri daha radikal bir çizgiye evrildi. Bu süreçte, cemiyet mensupları arasında fikir ayrılıkları da görülmüş, bir grup Osmanlıcılık çerçevesinde tüm etnik grupları kapsayan bir politika izlemeyi savunurken, diğer bir grup ise Türkçülük fikrini ön plana çıkarmıştır (Ahmad, 1993).

1890’ların sonlarında cemiyetin faaliyetleri artarak devam etti ve Paris, Selanik gibi merkezlerde örgütlenmeye başladı. Bu merkezler, Osmanlı topraklarından uzak olmanın sağladığı görece özgürlük sayesinde Cemiyetin gelişmesi için uygun zemin oluşturdu. Özellikle Paris’te Ahmet Rıza Bey’in liderliğinde yapılan çalışmalar Cemiyetin uluslararası alanda tanınmasını sağladı. Ancak, örgütün asıl güç kazandığı yer Selanik oldu. Selanik’in hem stratejik hem de etnik çeşitlilik açısından uygun bir merkez olması, Cemiyetin askeri ve sivil destek kazanmasına yardımcı oldu (Hanioğlu, 2001).

Sonuç olarak, İttihat ve Terakki Cemiyeti, 1908 yılına gelindiğinde Osmanlı İmparatorluğu’nun en etkili reform hareketi haline gelmişti. Cemiyetin başarısı, sadece örgütsel yapısıyla değil, aynı zamanda dönemin sosyo-politik atmosferindeki boşluğu doldurmasıyla da açıklanabilir. II. Meşrutiyet’in ilanı bu sürecin en büyük başarısıdır ve Cemiyetin etkinliği Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarındaki pek çok önemli gelişmeyi şekillendirmiştir.

Fikriyat ve İdeoloji

Reklam Alanı

İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin fikri yapısı, Osmanlı Devleti’nin çok uluslu yapısını koruyarak modernleşmesini sağlama amacıyla şekillenmiştir. Ancak, Cemiyetin ideolojik yönelimi zamanla farklı aşamalardan geçmiştir. Başlangıçta Osmanlıcılık fikrine sıkı sıkıya bağlı olan Cemiyet, bu ideolojiyi özellikle farklı etnik grupları bir arada tutmak ve merkezi otoriteyi güçlendirmek için benimsemiştir (Zürcher, 2004). Osmanlıcılık, tüm etnik ve dini grupların eşit haklara sahip olduğu bir Osmanlı vatandaşlığı kavramını içeriyordu. Bu fikir, Tanzimat dönemi reformlarının bir uzantısı olarak da görülebilir.

Bununla birlikte, 1908 Devrimi sonrası dönemde Osmanlıcılık fikri zayıflamaya başladı. Balkan Savaşları ve artan milliyetçilik hareketleri, Cemiyetin daha çok Türkçülük fikrine yönelmesine neden oldu. Türkçülük, Cemiyetin ideolojik çatısını yeniden şekillendirdi ve özellikle Ziya Gökalp gibi düşünürlerin katkılarıyla daha sistematik bir hale geldi. Gökalp’in “Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak” formülü, Cemiyetin modernleşme ve milliyetçilik anlayışını özetleyen bir çerçeve sunmuştur (Mardin, 1971).

İslamcılık ise Cemiyetin ideolojisinde belirli bir dönemde önemli bir yer tutmuştur. Özellikle, Osmanlı toplumunun çoğunluğunu oluşturan Müslüman halkın desteğini kazanmak amacıyla İslamcılık fikirleri benimsenmiştir. Ancak, bu fikirler hiçbir zaman Cemiyetin resmi ideolojisi haline gelmemiş ve daha çok stratejik bir araç olarak kullanılmıştır. İttihat ve Terakki’nin iktidarı döneminde bu üç ideoloji arasındaki dengeyi sağlama çabası, Cemiyetin hem başarısını hem de başarısızlıklarını anlamada kritik bir unsur olmuştur.

Bu ideolojik çeşitlilik, aynı zamanda Cemiyetin içinde bulunduğu zorlukları da beraberinde getirmiştir. Farklı ideolojiler arasında denge kurma çabası, Cemiyetin belirli bir ideolojik tutarlılık sağlamasını engellemiş ve zamanla içeride çatışmalara neden olmuştur. Ancak, bu durum aynı zamanda Cemiyetin esnekliğini ve geniş bir tabana hitap edebilme kapasitesini de göstermektedir.

İttihat ve Terakki’nin ideolojik yapısı, yalnızca Osmanlı’nın son dönemine değil, aynı zamanda Cumhuriyet dönemine de önemli bir miras bırakmıştır. Özellikle Türkçülük ve modernleşme anlayışları, Cumhuriyet’in kurucu ideolojisi olan Kemalizm üzerinde derin etkiler yaratmıştır. Bu nedenle, İttihat ve Terakki’nin ideolojik evrimi, yalnızca bir siyasi örgütün tarihi değil, aynı zamanda modern Türk devletinin oluşum sürecinin bir parçası olarak değerlendirilmelidir.

Katılımcı Gruplar ve Sosyal Taban

İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı sosyal ve etnik gruplarını içine almayı başarmış bir örgütlenme modeli sergilemiştir. Cemiyetin ilk üyeleri arasında Askeri Tıbbiye öğrencileri ve subaylar bulunuyordu. Bu durum, Cemiyetin ilk etapta daha çok askeri bürokrasi içerisinde destek bulduğunu göstermektedir. Ancak zamanla aydınlar, memurlar, tüccarlar ve taşra eşrafı gibi farklı kesimlerden de destek görmüştür (Ahmad, 1993).

Cemiyetin sosyal tabanı, dönemin Osmanlı toplumundaki dönüşüm süreçlerini anlamak açısından önemlidir. Özellikle, Tanzimat sonrası eğitim reformlarıyla yetişen yeni nesil aydınlar, Cemiyetin en önemli destekçilerinden biri olmuştur. Bu aydınlar, modernleşme ve reform taleplerini İttihat ve Terakki aracılığıyla dile getirmişlerdir. Ayrıca, gayrimüslim topluluklar ve Arap aydınları gibi etnik gruplar da başlangıçta Cemiyetin Osmanlıcılık politikasına destek vermiştir. Ancak, bu destek zamanla azalmış ve özellikle Türkçülük ideolojisinin güçlenmesiyle birlikte bu gruplar Cemiyetten uzaklaşmıştır (Zürcher, 2004).

Taşra eşrafı ve tüccarlar ise Cemiyetin daha geniş bir sosyal taban oluşturmasında kritik bir rol oynamıştır. Özellikle Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde Cemiyetin örgütlenmesi, bu kesimlerin desteğiyle mümkün olmuştur. Bu durum, İttihat ve Terakki’nin yalnızca bir aydın hareketi değil, aynı zamanda taşra halkını da içine alan bir siyasi örgüt olduğunu göstermektedir. Ancak, geniş halk kitlelerine ulaşma konusunda Cemiyetin sınırlı bir başarı elde ettiği de eleştiriler arasında yer almaktadır.

Cemiyetin katılımcı grupları, aynı zamanda örgütün içinde bulunduğu ideolojik ve stratejik çatışmaları da yansıtmaktadır. Örneğin, askeri bürokrasinin otoriter yapısıyla, aydınların daha liberal görüşleri arasında zaman zaman gerilimler yaşanmıştır. Bu durum, Cemiyetin iç dinamiklerini ve Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemindeki siyasi atmosferi anlamak açısından önemli bir veri sunmaktadır.

Teşkilatı Mahsusa

İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC), Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde modernleşme ve merkeziyetçilik politikalarını benimseyen bir siyasi örgüttü. Bu bağlamda, İTC’nin stratejik hedeflerini gerçekleştirmek için kurduğu Teşkilat-ı Mahsusa, hem iç hem de dış operasyonlarda önemli roller üstlenmiştir (Yüksel, 2019). Teşkilat-ı Mahsusa, özellikle I. Dünya Savaşı sırasında, düşman hatlarının gerisinde sabotajlar düzenleme, yerel direniş hareketlerini örgütleme ve Osmanlı İmparatorluğu’nun ideolojik hedeflerini destekleme görevlerini üstlenmiştir.

Teşkilat-ı Mahsusa, 1913 yılında Enver Paşa’nın önderliğinde kurulmuş ve doğrudan İTC’ye bağlı olarak faaliyet göstermiştir. Örgütün temel amacı, Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırlarını korumak ve özellikle İslam dünyasında birliği sağlama çabaları doğrultusunda harekete geçmek olmuştur (Aksin, 2007). Bu çerçevede, Kafkasya, Orta Asya ve Kuzey Afrika gibi bölgelerde faaliyet göstererek hem yerel halkları Osmanlı İmparatorluğu’nun müttefiki olarak kazanmayı hem de İTC’nin ideolojik hedeflerine ulaşmayı amaçlamıştır.

Teşkilat-ı Mahsusa’nın faaliyetleri, İTC’nin devletin bekasını sağlama çabalarının somut bir yansımasıdır. Örgüt, Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük gibi ideolojik unsurların bir karışımını yansıtan politikaları desteklemiş ve bu ideolojik yönelimler çerçevesinde hareket etmiştir (Orhan, 2018). Özellikle propaganda, istihbarat ve operasyonel faaliyetler, örgütün temel işlevleri arasında yer almıştır.

Sonuç olarak, İttihat ve Terakki Cemiyeti ile Teşkilat-ı Mahsusa arasındaki ilişki, devletin bekasını sağlama ve İTC’nin ideolojik hedeflerini gerçekleştirme doğrultusunda şekillenmiştir. Bu örgüt, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemindeki kritik süreçlerde önemli roller üstlenmiş ve İTC’nin politikalarını destekleyen önemli bir araç olarak işlev görmüştür.

İttihat ve Terakki’nin Osmanlı Siyasetine Etkisi

İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Osmanlı siyasetindeki etkisi, 1908 yılında gerçekleşen II. Meşrutiyet’in ilanıyla doruk noktasına ulaşmıştır. Cemiyet, bu tarihten itibaren devlet yönetiminde önemli bir rol oynamaya başlamış ve Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme sürecine yön vermiştir. Ancak, bu süreç aynı zamanda birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Özellikle Cemiyetin otoriter eğilimleri ve merkeziyetçi politikaları, dönemin siyasi atmosferini belirleyen unsurlar olmuştur.

Cemiyet, II. Meşrutiyet döneminde hükümetin kontrolünü ele geçirerek reform sürecini hızlandırmıştır. Eğitim, sağlık ve ordu gibi alanlarda yapılan reformlar, Cemiyetin modernleşme hedeflerini gerçekleştirme çabasını yansıtmaktadır. Ancak, bu reformlar genellikle merkeziyetçi bir yaklaşımla uygulanmış ve yerel yönetimlerin gücünü zayıflatmıştır (Berkes, 1964). Ayrıca, Cemiyetin uyguladığı politikalar, özellikle gayrimüslim topluluklar arasında rahatsızlık yaratmış ve toplumsal gerilimleri artırmıştır.

İttihat ve Terakki’nin en tartışmalı uygulamalarından biri, 1913 Bab-ı Ali Baskını’dır. Bu olay, Cemiyetin iktidar üzerindeki kontrolünü pekiştirmiş ancak aynı zamanda otoriter eğilimlerini de gözler önüne sermiştir. Baskının ardından Cemiyet, hükümeti tamamen kontrol altına almış ve I. Dünya Savaşı’na kadar geçen sürede Osmanlı siyasetini şekillendirmiştir. Bu dönemde yapılan reformlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernleşme sürecine katkı sağlamış ancak aynı zamanda birçok tartışmayı da beraberinde getirmiştir.

  1. Dünya Savaşı, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin en büyük sınavlarından biri olmuştur. Cemiyetin liderleri, savaş sırasında alınan kararlarda etkin bir rol oynamış ve özellikle Tehcir Kanunu gibi tartışmalı uygulamaları hayata geçirmiştir. Bu uygulamalar, Cemiyetin tarihsel mirası üzerinde derin bir etki bırakmış ve Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sürecini hızlandırmıştır. Ancak, Cemiyetin savaş sırasında gerçekleştirdiği ekonomik ve askeri reformlar, modern Türkiye Cumhuriyeti’nin oluşum sürecine katkı sağlayan unsurlar olarak değerlendirilebilir.

Sonuç olarak, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Osmanlı siyasetindeki etkisi, yalnızca II. Meşrutiyet dönemiyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda Cumhuriyet dönemine de yansımıştır. Cemiyetin lider kadrosu ve ideolojik mirası, modern Türkiye’nin siyasi, sosyal ve ekonomik yapısının şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bu nedenle, İttihat ve Terakki’nin Osmanlı siyasetindeki etkisi, yalnızca bir dönemin analizi olarak değil, aynı zamanda bir tarihsel dönüşüm sürecinin parçası olarak ele alınmalıdır.

Birinci Dünya Savaşı

İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC), Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’na katılmasında belirleyici bir rol oynamıştır. 1913 yılında Bâb-ı Âli Baskını ile iktidarı ele geçiren İTC, Osmanlı’nın dış politikasını yönlendirmeye başladı. Cemiyetin liderlerinden Enver Paşa, Almanya’nın kısa sürede savaşı kazanacağına inanıyordu ve bu zaferden Osmanlı Devleti’nin faydalanacağını düşünüyordu (Ortaylı, 2008). Bu bağlamda, güçlü bir müttefik arayışına giren İTC, Almanya ile yakınlaşmayı tercih etti. Şu da , unutulmamalıdır ki, Parti önce İngilizler ile temas etmiş, fakat İngilizlerin Osmanlı toprakları üstündeki planları, böyle bir ittifakı imkansız kılmıştır.

2 Ağustos 1914’te Osmanlı Devleti ile Almanya arasında gizli bir ittifak anlaşması imzalandı. Bu anlaşma, Osmanlı’yı Almanya’nın yanında savaşa soktu. Ancak bu karar, hükümetin ve padişahın tam onayı alınmadan, İTC liderlerinin inisiyatifiyle alındı (Goloğlu, 1981). Aynı yılın Kasım ayında Osmanlı donanmasının Karadeniz’de Rus hedeflerini vurmasıyla, Osmanlı Devleti resmen savaşa girdi.

Savaşa giriş kararı, Osmanlı İmparatorluğu için ağır sonuçlar doğurdu. İmparatorluk, savaşı kaybetti ve büyük toprak kayıpları yaşadı. Ayrıca ekonomik çöküntü ile karşı karşıya kaldı. Bu durum, İTC’nin dış politika stratejilerinin yoğun bir şekilde eleştirilmesine yol açtı (Aksin, 1991).

Önemli Şahsiyetler

İttihat ve Terakki Cemiyeti, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine damgasını vuran pek çok önemli şahsiyeti bünyesinde barındırmıştır. Bu şahsiyetler arasında Enver Paşa, Talat Paşa ve Cemal Paşa öne çıkmaktadır. “Üç Paşalar” olarak anılan bu liderler, Cemiyetin karar alma süreçlerinde ve Osmanlı siyasetinde kilit roller oynamışlardır.

Enver Paşa, özellikle askeri liderliği ve milliyetçi görüşleriyle tanınır. Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı ordusunun modernizasyonunda önemli bir rol oynamış, ancak bazı stratejik hataları nedeniyle eleştirilmiştir. Enver Paşa’nın Türkçülük ideolojisine bağlılığı, Cemiyetin politikalarının şekillenmesinde etkili olmuştur (Hanioğlu, 2001).

Talat Paşa, Cemiyetin siyasi liderlerinden biridir ve Osmanlı’nın son döneminde Sadrazamlık görevini üstlenmiştir. Bürokrasi kökenli olan Talat Paşa, daha pragmatik bir lider olarak tanımlanır. Özellikle Tehcir Kanunu ve Ermeni Meselesi konusundaki rolü, tarihsel tartışmaların odak noktasıdır (Ahmad, 1993).

Cemal Paşa, özellikle Suriye ve Filistin bölgelerinde görev yapmış bir liderdir. Bölgedeki yönetimi sırasında modernleşme çabalarına öncülük etmiş, ancak otoriter yönetimi ve uygulamaları nedeniyle eleştirilmiştir. Cemal Paşa’nın Arap coğrafyasındaki politikaları, Osmanlı’nın bu bölgedeki kontrolünü zayıflatmıştır.

Bunun dışında, Cemiyetin önemli isimlerinden biri de Ahmet Rıza Bey’dir. Ahmet Rıza, Cemiyetin ideolojik altyapısının oluşumunda önemli katkılar sunmuş ve özellikle Batı’daki Jön Türk hareketiyle bağlantıları sağlamıştır.  Mehmet Cavit Bey ise finans ve ekonomi alanında uzmanlaşmış bir isim olarak Cemiyetin ekonomik politikalarını yönlendirmiştir.

Bu liderlerin yanı sıra, Ziya Gökalp gibi aydınlar da Cemiyetin ideolojik ve kültürel politikalarını şekillendirmiştir. Gökalp’in fikirleri, özellikle Türk milliyetçiliğinin sistematik bir ideoloji haline gelmesinde etkili olmuştur.

İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin lider kadrosu, yalnızca Osmanlı’nın son dönemine değil, aynı zamanda modern Türkiye’nin temellerinin atılmasına da önemli katkılarda bulunmuştur. Ancak, bu şahsiyetlerin politikaları ve uygulamaları hem dönemin hem de günümüzün tarihçileri tarafından tartışılmaya devam etmektedir.

13-12-2024

SERDİVAN – SAKARYA

 

Kaynaklar

Aksin, S. (2007). Jön Türkler ve İttihat ve Terakki. İstanbul: İletişim Yayınları.

Ahmad, F. (1993). The Young Turks and the Ottoman Empire. Oxford University Press.

Berkes, N. (1964). The Development of Secularism in Turkey. McGill University Press.

Hanioğlu, Ş. (2001). Preparation for a Revolution: The Young Turks, 1902–1908. Oxford  

University Press.

Mardin, Ş. (1971). Jön Türklerin Siyasi Fikirleri. İstanbul: İletişim Yayınları.

Orhan, S. (2018). Devlet Aklı Doktrini ve Modern Türkiye’ye Geçiş Sürecinde Bir Tezahürü

Olarak Teşkilat-ı Mahsusa. Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi23(39), 375-409.

Zürcher, E. J. (2004). Turkey: A Modern History. I.B. Tauris.

Yüksel, Ç. (2019). Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Teşkilat-ı Mahsusa.

Goloğlu, M. (1981). Devrimler ve Tepkileri. Ankara: Türk Tarih Kurumu.

Ortaylı, İ. (2008). İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı. İstanbul: Timaş Yayınları.

0
be_endim
Beğendim
0
dikkatimi_ekti
Dikkatimi Çekti
0
do_ru_bilgi
Doğru Bilgi
0
e_siz_bilgi
Eşsiz Bilgi
0
alk_l_yorum
Alkışlıyorum
0
sevdim
Sevdim
Sorumluluk Reddi Beyanı:

Pellentesque mauris nisi, ornare quis ornare non, posuere at mauris. Vivamus gravida lectus libero, a dictum massa laoreet in. Nulla facilisi. Cras at justo elit. Duis vel augue nec tellus pretium semper. Duis in consequat lectus. In posuere iaculis dignissim.
Giriş Yap

İZSAM ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.