Teknolojinin hızlı gelişimi, yaşam biçimimizi ve toplumsal ilişkilerimizi köklü biçimde dönüştürmektedir.
Özellikle yapay zekâ, büyük veri ve nesnelerin interneti gibi alanlardaki ilerlemeler, sadece sanayi ve ekonomi değil, eğitim, sağlık ve şehir planlaması gibi pek çok sektörde de çığır açan yenilikler sunmaktadır. Bu dönüşüm, bireylerin dijital okuryazarlık becerilerini geliştirmesini zorunlu kılarken, aynı zamanda etik, gizlilik ve güvenlik gibi yeni sorumluluk alanlarını da gündeme getirmektedir. Dolayısıyla teknolojik ilerleme, sadece teknik değil, sosyal ve kültürel boyutlarıyla da dikkatle ele alınması gereken çok katmanlı bir olgudur.