Türkiye’de siber güvenlik konusu, artan dijitalleşme ve beraberinde getirdiği siber tehditlerle birlikte stratejik bir öncelik haline gelmiştir.
Ülkenin bu alandaki durumu, hem gelişen bir farkındalık ve yatırım hem de mevcut eksiklikler ve karşılaşılan zorluklar şeklinde özetlenebilir.
Genel Durum:
- Artan Tehdit ve Farkındalık: Türkiye, siber saldırılardan etkilenen ülkeler arasında yer almaktadır. Kurumlar ve bireyler nezdinde siber tehditlere karşı farkındalık giderek artmaktadır.
- Yasal ve Kurumsal Yapılanma:
- Siber Güvenlik Başkanlığı: 19 Mart 2025 tarihinde yürürlüğe giren Siber Güvenlik Kanunu ile Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olarak Siber Güvenlik Başkanlığı kurulmuştur. Bu başkanlık, siber güvenlik politikalarını şekillendirme ve koordinasyonu sağlama görevini üstlenmiştir.
- Siber Güvenlik Kurulu: Ulusal güvenlik çerçevesinde üst düzey yöneticilerin katılımıyla kararlar alacak bir Siber Güvenlik Kurulu da oluşturulmuştur.
- USOM (Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi): Daha önce BTK bünyesinde kurulan USOM, siber tehditleri takip ve önleme çalışmalarını sürdürmektedir. Ancak yeni düzenlemelerle BTK’nın siber güvenlik yetkilerinin Başkanlığa devredilmesi öngörülmektedir.
- Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı (2024-2028): Türkiye’nin siber güvenlik alanındaki yol haritasını belirleyen bu belge, siber dayanıklılık, proaktif savunma, insan odaklı güvenlik gibi stratejik amaçları içermektedir.
- Yatırımlar: Türkiye’de hem kamu hem de özel sektörde siber güvenliğe yapılan yatırımlar artmaktadır. Özellikle büyük kurumsal şirketler ve KOBİ’ler, dijital dönüşüm süreçlerinde veri güvenliğini sağlamak amacıyla bütçe ayırmaktadır.
- Yerli ve Milli Çözümler: Türkiye, siber güvenlik alanında yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesine önem vermektedir. ASELSAN, STM gibi kuruluşlar bu alanda donanım ve yazılım ürünleri ortaya koymaktadır. Siber Güvenlik Kümelenmesi gibi oluşumlar da yerli firmaların gelişimine katkı sağlamaktadır.
- Eğitim ve İnsan Kaynağı: Siber güvenlik uzmanı ihtiyacını karşılamak amacıyla çeşitli eğitim programları ve üniversite düzeyinde bölümler açılmaktadır. Novarge, HAVELSAN ve İTÜ Sürekli Eğitim Merkezi gibi kurumlar siber güvenlik uzmanlığı eğitimleri sunmaktadır.
Mevcut Eksiklikler ve Zorluklar:
- Koordinasyon Sorunları: Geçmişte kurumlar arasında net bir görev dağılımının olmaması, etkili koordinasyonun sağlanmasında zorluklara yol açmıştır. Yeni kurulan Siber Güvenlik Başkanlığı’nın bu sorunu çözmesi beklenmektedir.
- Özel Sektör İşbirliği: USOM gibi mevcut yapıların özel sektörle işbirliği konusunda yetersiz kaldığı belirtilmektedir.
- Siber Güvenlik Farkındalığı: Bireysel ve kurumsal düzeyde siber güvenlik farkındalığının daha da artırılması gerekmektedir.
- Nitelikli Personel İhtiyacı: Siber güvenlik alanında yetişmiş uzman personel ihtiyacı devam etmektedir.
- Hızlı Gelişen Tehditler: Siber tehditlerin sürekli olarak evrim geçirmesi, sürekli öğrenme ve adaptasyon gerektirmektedir.
- Kritik Altyapıların Güvenliği: Enerji, iletişim, finans gibi kritik altyapıların siber saldırılara karşı korunması büyük önem taşımaktadır. Yeni Siber Güvenlik Kanunu bu altyapılara yönelik ciddi yükümlülükler getirmektedir.
Sonuç:
Türkiye’de siber güvenlik alanında önemli adımlar atılmaktadır. Yeni yasal düzenlemeler, kurulan başkanlık ve artan yatırımlar, ülkenin siber tehditlere karşı direncinin artırılması yönünde umut vericidir. Ancak, mevcut eksikliklerin giderilmesi, kurumlar arası işbirliğinin güçlendirilmesi, farkındalığın artırılması ve nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi gibi konularda daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin siber güvenliği, ulusal güvenliğin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınmakta ve bu alandaki çalışmalar stratejik bir öncelik olarak sürdürülmektedir.
